NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
47 - (1463) حدثنا
زهير بن حرب.
حدثنا جرير عن
هشام بن عروة،
عن أبيه، عن
عائشة. قالت:
ما
رأيت امرأة
أحب إلى أن
أكون في
مسلاخها من سودة
بنت زمعة. من
امرأة فيها
حدة. قالت
فلما كبرت
جعلت يومها من
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم لعائشة.
قالت يا رسول
الله ! قد جعلت
يومي منك
لعائشة. فكان
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم يقسم
لعائشة يومين:
يومها، ويوم
سودة.
[ش
(مسلاخها)
المسلاخ هو
الجلد. ومعناه
أن أكون أنا
هي. (من امرأة)
قال القاضي:
من هنا للبيان
واستفتاح
الكلام. (حدة)
لم ترد عائشة
عيب سودة
بذلك. بل
وصفتها بقوة
النفس وجودة
القريحة، وهي
الحدة].
{47}
Bize Züheyr b. Harb
rivayet etti. (Dediki): Bize Cerîr, Hişâm b. Urve'den, o da babasından, o da
Âişe'den naklen rivayet etti. Âişe şöyle demiş :
Ben Sevde binti
Zem'a'dan daha ziyâde kendi teninde olmak istediğim bir kadın görmedim.
Kendisinde salâbet bulunan bîr kadın: Yaşlanınca Resulullah (Sallallahu Aleyhi
ve Sellem)'den olan nevbet gününü Âişe'ye verdi
Yâ Resulâllah. senden
olan günümü Aişe'ye verdim; dedi. Bundan sonra Resulullah {Sallallahu Aleyhi ve
Sellem) Âişe'ye bîri kendinin biri de Sevde'nin günü olmak üzere iki gün
ayırıyordu.
48 - (1463) حدثنا
أبو بكر بن
أبي شيبة.
حدثنا عقبة بن
خالد. ح
وحدثنا عمرو
الناقد. حدثنا
الأسود بن عامر.
حدثنا زهير. ح
وحدثنا مجاهد
بن موسى.
حدثنا يونس بن
محمد. حدثنا
شريك. كلهم عن
هشام، بهذا
الإسناد ؛ أن
سودة لما كبرت،
بمعنى حديث
جرير. وزاد في
حديث شريك:
قالت: وكانت
أول امرأة
تزوجها بعدي.
{48}
Bize Ebu Bekr b. Ebî
Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Ukbetü'bnü Hâlid rivayet ettî. H.
Bize Amru'n-Nâkıd da rivayet
etti. (Dediki): Bize Esved b. Âmir rivayet etti. (Dediki): Bize Züheyr rivayet
eyledi. H.
Bize Mücâhid b. Müsâ
daîıî rivayet etti. (Dediki): Bize Yunus b. Muhammed rivayet etti. (Dediki):
Bize Şerik rivayet etti. Bu râvilerin hepsi Hişâm'dan bu isnâdla
«Sevde yaşlandığı
vakit...» diyerek Cerîr hadîsi mânâsında rivayette bulunmuşlardır. Şerîk'in
hadîsinde: «Âişe dediki: Sevde Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in
benden sonra aldığı ilk kadındı.» cümlesini ziyâde etmiştir.
İzah:
Mislâh: Deri ten
manasınadır. Hz. Âişenin bu sözünden murâd: «Ben Sevde gibi olmak isterdim»
demektir. Maksadı Sevde (Radiyallahu anha)'yi kötülemek değil, bilâkis salâbet
sahibi ve iyi kalpli olduğunu anlatmaktır. Zâten hiddet bu mânâları ifâde eden
bir kelimedir.
Hz. Sevde nevbetini
Âişe (Radiyallahu anha)'ya bağışladıktan sonra Nebi (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem)'in o'na iki gün ayırması arka arkaya değil, her ikisinin nevbetlerine
tesadüf eden günlerdi. Ekseri ulemâya göre kendisine nevbet günü bağışlanan
kadının yanında peşi peşine iki gün kalmak ancak diğer kadınların rızâları ile
caiz olur.
Şerîk'in rivayeti Nebi
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in Hz. Âişe'yi Sevde'den evvel aldığını
gösteriyorsa da Zührî , Katâde, Ebu Ubeyde, Muhammed b. İshâk ve Muhammed b. Sa'd
gibi birçok râviler Sevde (Radiyallahu anha) ile Hz. Âişe den önce evlendiğini
rivayet etmişlerdir.
Hadîs-i şerîf kadının
nevbetini ortağına bağışlayabileceğine delildir. Ancak buna kocasının da rızâsı
şarttır. Zîra bağışlayan üzerinde onun hakkı vardır. Bu bağış için ivez almak
caiz değildir.
Nevbetini bağışlayan
kadın dilediği vakit hibesinden dönebilir.